Charles’ın, darbe yapmak amacıyla oluşturduğu savaşçı bakanlar kurulunun başına Polignac’ı getirmesi sonra da Anayasa hükümlerini, “1830 Kararnameleri” adı verilen kanunlarla çiğnemesi üzerine, 27-29 Temmuz’da Paris halkı ayaklandı. Özetleyelim. Yemeklerini bitiren mahkûmlar, çorba ve kara ekmeklerinden geriye kalanları taşların üstüne atıp tekrar dans etmeye ve şarkı söylemeye koyuldu. O kan içici iğrenç kalabalığın içinden onunla birlikte geçmeli, idam sehpasının altında ona sarılmalı ve başı gövdesinden ayrılıncaya kadar orada kalmalısınız. Mübaşir ile bir jandarma öndeki bölmeye; ben, rahip ve bir başka jandarma da arkadaki bölmeye binmiştik. Acaba onlar, düşüncede bile olsa, aşağı düşen o ağır ve keskin bıçağın eti yırttığı, sinirleri kestiği ve omuru parçaladığı anda orada olan insanın yerine koymuşlar mıdır kendilerini?. “Küçük Marie’m!” Hıçkırıklarla şişmiş göğsüme bastırdım onu sıkıca. Komedi oynadınız. Bu, bayrağın dalgalandığı kuleydi. ” (Y. Beni arkadaki sıraya, ata sırtım dönük bir biçimde oturtmuşlardı. Sonra benim üzerimde yalnızca bir tek gömlekle kaldığımı ve titrediğimi görünce şöyle dedi: “Üşüyorsunuz, bayım, şunu giyin; yağmur yağıyor, ıslanırsınız; sonra ne de olsa arabada olacaksınız. ) XXVIII Bir keresinde hayal meyal görmüştüm onu. Nasıl oluyor bilmiyordum, ama sisin içinde ve bir örümcek ağı gibi gökyüzünü çizgilerle bölen ince ve beyaz yağmura karşın, çevremde olup bitenlerden hiçbiri gözümden kaçmıyordu. Kendimde değildim. Kendi “hünerlerini” anlatıyorlardı; aslında hepsi de çok korkunç şeylerdi, ama bunlarla övündüklerini biliyordum. Gardiyanlardan biri arabaya çıktı ve zincirleri, yolculuk tasmalarını ve bez pantolon yığınlarını arkadaşlarına attı. Eve dönünce okurum onları Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . “Altı hafta sonra bunu da hallederler. Reddetseydim, iri yumruklarıyla dövebilirdi beni.
Amasya Bayan Escort Ünzile Dağlasalar Bir Tarafından
Yalnızca giyotinin, “yüksek yapıtları gerçekleştiren kişiye engel olmak isteyen” birisi tarafından parçalara ayrıldığı öğrenildi. Beş yıllık kürek mahkûmluğuna ya da yirmi yıl ya da ne bileyim, sırtımı kızgın demirle dağlasalar da, öbür boyu mahkûm olsam da razıyım. Bir gün, sabahleyin ona doğru arabayla Grève Meydanı’ndan geçiyordum. Bu çamura batmış kalabalığı görmekten büyük bir sevinç duydum içimde. Amasya Bayan Escort Ünzile Dağlasalar Bir Tarafından Charles, 1824-1830 yılları arasında Fransa tahtına oturmuştur. ” Beklerken, müdürün odasının yanındaki küçük bir odaya geçirdiler beni. Ve bir infazı görmek için sevinç içinde koşuşan, bu özgür ve zindancıların tanımadığı insanların arasında, meydanı dolduracak bu kalabalıkta kırmızı sepette er ya da geç beni başımı izlemeye yazgılı birçok kelle olacak. Bizler, onlara değil, kısacası kanun adamlarına, diyalektikçilere, ahkâm kesenlere, ölüm cezasını ölüm cezası olduğu için, güzelliği, iyiliği, erdemi için sevenlere sesleniyoruz. “Evet,” diye yineledi. Haçı aldım ve öptüm. Bu acımasız övgü bana cesaret verdi. Görülmüştür. Başım taşıyabileceğinden fazla bir yük yüklenmiş ellerimin arasında, dirseklerim dizlerimin üstünde, ayaklarım sandalyemin parmaklıklarına dayanmış işte öylesine duruyordum orada; yorgunluktan iki büklüm olmuştum, bedenimde hiç kemik, etlerimde hiç kas yokmuş gibi. İyi yürekli Tanrı’nın bana acıması gerektiğine ve en azından karşı çatıda benim için şakıyacak küçük bir kuş gönderebileceğine inanıyordum. ” – Kutsal Kitap, Yuhanna 19:25 (Y Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Uzun bir süre konuştu, çok şey söyledi, sonra sözlerini bitirdiği kanısıyla, ayağa kalktı, konuşmasının başından beri ilk kez bana baktı ve şöyle sordu: “Eh peki?” Onu önce istekle, sonra dikkatle ve en sonunda da özveriyle dinlediğimi söyleyebilirim. Zavallı genç adam! Onların o korkunç amaçları! Bir düşünce, bir düş, bir hayal uğruna, giyotin adı verilen korkunç gerçek! Ve yakınan ben, gerçek bir cinayet işlemiş ve kan dökmüş olan ben! Burada şikâyetçi olan ben. Daha iyi bir yaşam sürmek ve son güzel eylemine layık olmak istiyor. (Bir kadın!) Bu kez de Doktor Guillotin’in bıçağı kötü işlemiş.
Amasya Bayan Escort Ünzile Bir Bakmayan Etmesinden
Onun olaylardan kendi adlarıyla söz etmesinden korkmayınız. C. Bunun üzerine, bir gözünü yarım açtı; boş, donuk, korkunç bir göz, bakmayan bir göz. Üstelik, bu taş kutunun içinde hava ve ışık olduğunu sanıyorlar. Salon ile yemek odası arasındaki kapı, sanki her zamanki yerinde değilmiş gibi geldi bana. Onu bana verin, size tütün vereyim. Avluya büyük bir gerdel getirdiler. Bir duvarın taşları gibi üst üste yığılmış, demir çubukların arasına sanki çerçevelenmiş bir yığın zayıf ve solgun yüzün yapıştığı demir parmaklıklı binlerce pencereyle kaplı bu dörtlü cepheden daha iğrenç, daha çıplak, daha sefil başka ne olabilirdi ki. Suça bir hastalık gibi bakılacak ve bu hastalığın, yargıçlarınızın yerini alan doktorları, küreklerin yerini alan hastaneleri olacaktır. . “Saint Jacques-la-Boucherie,” diye yanıtladı cellat. Eteğini dizlerine kaldıran küçük ayaklarıyla başlardı önümde koşmaya. Aman Tanrım! Bu kez ne kötü, başımı geriye çeviremeyeceğim artık! 70. R Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . “K. Bu oydu. Louis mi dedi bunu? Hayır! Bir dakikadan, bir saniyeden az bir süre içinde, her şey tamam. ” Bir anlık sessizlikten sonra: “Bay Papavoine’a da eşlik etmiştim. Eh! Biraz yemeye çalıştım, ama ilk lokmada bana o kadar acı ve pis kokulu geldi ki hepsini tükürmek zorunda kaldım! XXXI Bir beyefendi girdi içeriye; başında bir şapka vardı. Sonunda mahkeme toplanır, bu genellikle perşembeleri olur, toplu olarak yirmi dava dilekçesine bakılır ve hepsi birden bakana, oradan başsavcıya, oradan da cellada gönderilir.
Amasya Bayan Escort Ünzile Düşürdüler öteki Beklenmedik
Ak mermerin kara damarı bu; her yanda dolaşıyor ve her an, beklenmedik bir biçimde, keskinin altında görünüyor. Tuzakçılar,62 güzel bir gecede bizi pusuya düşürdüler. Bu adam, öteki idam mahkûmuydu; Bicêtre’e götürülecek adam, yani benim mirasçım. ” Böyle derken, gri renkli, büyük yün ceketini çıkardı ve kollarıma geçirmeye çalıştı. Y. N. “Götürün onu. Mahkûm edilmeden önce, çok acılarım vardı, o zamandan bu yana, yalnızca ölüme ilişkin düşünceler var gibi geliyor bana. ) 16. İşte böylelikle, hareketsiz, yarı çıplak, başı açık ve sallanan bacaklarla, aynı arabaya bindirilmiş, temmuz güneşine ve soğuk kasım yağmurlarına dayanıklı giysiler içinde yirmi beş günlük yolculuklarına başlamaktaydılar kürek mahkûmları. N. Aeneid, Eski Romalı şair Virgilius’un on iki makamlık epik bir şiiridir Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . X. O anda ruhumun bakış açısı da değişmişti. Oldukça metin bir tavırla tırmandım arabaya. Yazılarla, resimlerle, garip biçimlerle, birbirine karışan, yarı silik, yarı okunaklı adlarla doluydu bu duvarlar. ” Hareketsizce durdum; aklım yarı uykuda, dudaklarım gülümser gibi, gözlerim de tavana yansıyan altın renkli parıltıya dikilmiş. Dadısı önemsememişti. . Ve böylelikle egoizm ile dolu bir karışım, en güzel toplumsal uyuşumları değiştiriyor ve bozuyor.
Amasya Bayan Escort Ünzile Charles’dır Parmaklıkların Hapishaneydi;
Çevremdeki her şey, hapishaneydi; parmaklıkların ya da kilitlerin biçimlerinin altında olduğu gibi, her şeklin, her insan biçiminin altında, bir hapishane imgesi çıkıyordu karşıma. Celladı reddediyor. Charles’dır. Villemain’in doğaçlamasını alkışlamıştık. “Hey! Hey!” diye yineledi mübaşir, tekerleklerin gürültüsünü bastırmak için sesini yükseltti. Bir pencereden yansıyan ışık cümbüşünün, hafif de olsa, üzerine düştüğü başkanın yüzünde huzur ve iyilik dolu bir ifade vardı ve yanındaki genç yardımcısı, cepkeninin kumaşıyla oynayarak, özellikle onun arkasına yerleştirilmiş olan pembe şapkalı, güzel bir kadınla neredeyse hararetli bir biçimde sohbet ediyordu. Fakat insan kellesi için vergi alınmıyordu. ” İçimdeki ilk ruhsal sarsıntı geçmişti. O zaman Arpajon’a giderdim. Tahtaların aralarından, neredeyse kuşbakışı olarak, Paris Notre Dame Meydanı’nı ve karıncalara benzeyen insanları görüyordum Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Bence sizin de bir görüşünüz vardır. Fakat bu binaya yaklaştıkça, yapının yıkıntı halinde olduğu görülüyor. Yollarda seller akıp gidiyordu; avlu, çamur ve suyla dolmuştu. Arkadaşlarım birer birer beni izliyordu. Bense ciddiydim ve onun siyah kirpiklerinin ardındaki kara gözbebeklerine bakıyordum. RAR. Askerler beni götürürlerken, bütün bu insanlar, yıkılan bir yapının gürültüsüyle ardım sıra atıldılar. Charles’ı indirterek Orléans Dükü’nü Louis-Philippe unvanıyla kral yaptılar. “Neden, bayım?” diye sordu mübaşir. .
Amasya Bayan Escort Ünzile Yapmaya Rastlantı Dolayısıyla
Araba gibi ben de makineleşmiştim. Bir gardiyan, harf sırasına göre çağrı yapmaya başladı ve bunun ardından kürek mahkûmları tek tek avludan çıktı; her kürek mahkûmu büyük avlunun bir köşesinde, soyadının baş harfi dolayısıyla rastlantı olarak yanına düşen arkadaşıyla duruyordu. Bir gün okusun ve on beş yıl sonra bugüne ağlasın diye, onun için birkaç sayfa yazacak vaktim var belki. XXXIX Bunun zor bir şey olmadığını, insanın acı çekmediğini, rahat bir son olduğunu, bu yöntemle ölümün çok basitleştirildiğini söylüyorlar. “Hey, arkadaş,” dedi bana, “pek cesur görünmüyorsun. Pis bir yatağın üstünde yatmaktaydım; tavanda sallanan bir fener, yanı başımda sıralanmış başka yatakların da olduğunu görmemi sağladı. Her pazar, ayinden sonra, dinlenme saatlerinde beni avluya salıveriyorlardı. Elinde bir kâğıt tomarı tutuyordu Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Akıl, artık her şeyden elini çekmek durumundadır, çünkü bu demir halka onu ölüme mahkûm ediyor ve bu hayvanın kendisine gelince, o da gerektiği zamanlarda belirli gereksinimlerini görmek zorunda kalıyor. “Bir kızartmalık!” “Kızartmalık mı? Ne demek o?” Bu soru onun neşesini artırmıştı. Birkaç gün sonra, kendimi toparlayabildim hele şükür; bana öteki mahkûmlara gösterdikleri sertlikle yaklaştılar ve durmadan celladı anımsatan alışılmadık kibarlıklarını bir yana bıraktılar. Neden yok annesi? Annesi hasta, anneannesi de öyle. Trajedilere baktığımda, herkes birbirini öldürüyor, yani beni pek etkilemiyor. . Herhalde zavallının düşleri pek uzun sürmemişti. ” Ve sonra, eğer tutanak yazmanı herhangi bir arkadaşı ile birlikte kahvaltıya gitmemişse, infaz saati saptanır, kayda geçirilir, temize çekilir ve gerekli yerlere gönderilir; ertesi gün, daha tan ağarırken, Grève Meydanı’nda iskelenin kurulduğunu haber veren çekiç sesleri ve köşe başlarında toplanmış kısık sesli insanların çığlıkları duyulur. Onu son kez gördüğümde, iki yaşından bir ay almıştı. İşte yapılması gerekenler yapılmıştı. . “Bir idam mahkûmu!” diye bağırıyorlardı arabaya doğru koşan insanlar.
” İşte bu birkaç sözcük, bir böceğin uçuşunu engelleyen bir ağ gibi, birdenbire gerçeğin içine girmemi sağladı. Hepsi de orada sağlık durumları için bahaneler uydurarak, hasta gözlerini, topallayan bacaklarını, sakat ellerini göstererek o zorlu yolculuktan kurtulmak için son bir çaba harcıyordu. O anda rahip, haçı ile birlikte bana yaklaştı. (Lat. Sonuçsuz. Bu soylu yapı neden böylesine utanç verici, güçten düşmüş gibi; sanki cüzama yakalanmış duvarları Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . . Hey, konuşsana, ister misin? Dost olalım mı?” Bana yaklaşmak için birkaç adım attı. Kanımızı donduran bir şey vardı: Korkuyorduk. N. Dikkat edin beyler; dün bu cezanın kaldırılmasına bir ütopya, bir kuram, bir düş, bir çılgınlık, bir şiir gözüyle bakıyordunuz. Peki, bu altı haftalık can çekişme ve gün boyu süren bu hırıltı ne öyleyse? Kimi zaman çok yavaş, kimi zaman çok hızlı akıp giden, artık geri gelmeyecek olan günün kaygıları nedir? İdam sehpasında biten şu işkence merdiveni neyin nesi? Görünüşe göre, acı duymak değil bu. Görünüşte büyük bir adımdı bu. Ölüm cezasının mükemmelliğini, sanki başka bir şeyden bahseder gibi, saçmalık olarak görenlerin de olduğunu biliyoruz. İyi bir hırsızın oğluyum; ne yazık ki, Charlot55 babama kravat takmak56 zorunda kalmış. Üç gün. Anayoldan büyük bir sokağa geçen arabanın küçük penceresindeki görüntü birden değişiverdi. Size sayın başsavcının mesajını getirmekten dolayı onur duyarım. Bu dili duymak, insanda, önünde pis ve tozlu bir şey, bir paçavra yığını silkelenmiş duygusu uyanıyordu. “Bana yazması büyük bir onur.
Charles tarafından Fransa Başbakanlığı görevine getirilmiş Jules Armand de Polignac’tır. 72 Düşümde geceydi. Kentin gümrükçüleri arabayı denetledi. Uzun zaman önce, bir ses şöyle demişti: “Tanrılar çekip gitsinler!” Son olarak da, başka bir ses yükseldi ve şöyle bağırdı: “Krallar çekip gitsinler!” Şimdi zamanı artık, üçüncü bir sesin yükselip de şöyle demesinin: “Cellat çekip gitsin!” Böylece eski toplum parça parça dökülecek; böylece Tanrı’nın takdiri, geçmişin çöküşünü tamamlayacaktır Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . . Ancak eğer o ölüler geri döneceklerse, hangi biçimde dönecekler geriye? Bedenleri eksik ve sakat mı olacak? Neyi seçecekler? Başlarını mı yoksa hayalet olan gövdelerini mi? Ölüm ruhumuzu ne hale getiriyor kim bilir? Onu ne hale sokuyor? Ondan aldığı ya da ona verdiği nedir? Onu nereye koyuyor? Etten gözler veriyor mu ona arada sırada, dünyaya bakması ve de ağlaması için? Ah! Bir rahip! Bunu bilen bir rahip! Bir rahip istiyorum ve öpmek için bir haç! Tanrım, hep aynı şey! XLII Beni uyandırmasın diye rica ettim ona ve yatağa uzandım. Odanızda bir kral gibi yalnız olacaksınız. Yerime oturdum. Başımın üstünde, gökyüzü yerine, paçavra izlenimi veren kalın örümcek ağlarının sarktığı, “mermi başı” biçiminde, böyle adlandırıyorlardı, kapkara bir kubbe uzanıyordu. Y. Bana yine suçu yineleme hükmünü verdiler. ” Öyleyse, yüreğim bütün gücüyle çarparken ve bütün bedenim tepeden tırnağa titrerken onu bana getirsinler; onun kollarına ayaklarına atsınlar beni; o ağlayacaktır, birlikte ağlayacağız. O, sandalyede oturuyordu; bense yatağın üzerinde. Hepsi de hâlâ boş olan avluya sessizce bakıyordu. Arkadaşlardan biri onu yere itti; kadın düştü. ” “Ne diyorsunuz siz bayım?” diye bağırdım. ” Mübaşir bana baktı. Bütün işaretler bizim için. Her günün, her saatin, her dakikanın kendine özgü bir anlamı vardı. “Merhaba! İyi akşamlar!” diye bağırıyorlardı o iğrenç sırıtmalarıyla.
Bu atılım, zayıflardan ve küçüklerden korkan gerçekten güçlü ve gerçekten büyük olanlara aittir her zaman için. Meyhaneciler için bereketli bir gün olmalı bugün Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . 49 C. . (Ç. Üç arkadaşı ile 21 Eylül 1822’de idam edildi. 47. Ben uykuya dalmış gibi sandalyenin üstünde sallanırken iyi yürekli, yaşlı adam konuşuyordu. Saçlarım bunu düşünmekten dimdik oluveriyor. . Bu akşam okurum. Cromwell piyesinin ilk mısrası. Öylesine korkunç bir andı ki en cesur olan insanların bile yüzü sararabilirdi. Ne kadar kötü. N. Dikilitaş, Obélisque adıyla bilinen Paris’in ana meydanlarından birinde bulunmaktadır. Meğer ki ben öldükten sonra, rüzgâr bu çamur lekeli kâğıtları avlunun içinde savurmasın ya da bir gardiyanın kırık pencere camına yapıştırıldığı yerde yağmurdan ıslanıp çürümesin. Onu yürürlükten kaldırmayı denerken, kaldırmış olmak için değil, bir hükümet darbesinin ellerine tutsak düşmüş dört zavallı bakanı kurtarmak için bir siyasal hamle yapmadığınız sürece, bu girişiminiz toplumsal bir nitelik taşıyacaktır! Ne oldu? İçten olmadığınız için, güvensizlik ortamının doğması olağandır. Sözcükler, heyecanları dile getirmek için yeterli değildi. Ömür boyu hapse mahkûm oldu.
“Ne komik bir soru!” diye yanıtladı. ” Onun sözünü kestim: “Ben bunun böyle olduğunu sanmıyorum. Dışarıda, duvarlardaki dar hava deliklerinin yardımıyla aydınlanan ve havalanan, bir dizi kemerli ve basık kapılarla birbirine bağlanan bölmelere ayrılmış çok uzun bir koridor var; bu bölmelerin her biri, benimkine benzeyen hücrelere giriş odası görevini görüyordu. Sıradan bir arabaydı; cılız bir at vardı önünde ve Bicêtre yakınlarındaki bostancıların giysilerine benzer, kırmızı desenli, mavi bir tulum giymiş bir arabacı da yanında duruyordu. Zaten unutmayalım ki, bu iki dizi birbirine uymaktadır. XXXIII Gözlerimi kapattım ve üstüne koydum ellerimi. “Merhaba, Bay Samson!” diye bağırıyorlardı demir parmaklıklara asılmış çocuklar. Yargıtaya başvurmuştum. N. Eğer “bedensel” bakımdan yazmayı sürdürmemin olanaksızlaştığı âna kadar yürütme gücüne sahip olursam, saati saatine, dakikası dakikasına her işkenceyi yazdığım bu acılarımın günlüğü; duygularımın, kuşkusuz bitmeyecek, ama yine de olabildiğince eksiksiz kalacak olan bu öyküsü, kendisinde, büyük ve derin bir anlam taşımayacak mı? Bu can çekişen düşünceler tutanağında, durmadan artan acılarda, bir idam mahkûmunun zihinsel otopsisinde, yargı kararını alanlar için birden çok ders olmayacak mı? Başka bir kez, düşünen bir başı, bir insan başını adalet terazisi adını verdikleri şeye atmaları söz konusu olduğunda, bu yazdığım şeyler onların daha insaflı olmalarını sağlayabilir. . Bir masuma vuruyorsunuz. Hatta, Araf’ın cehenneme bakan hava deliklerine yığılmış cezalı ruhlar da denilebilirdi bunlara. ” Onu anlıyorum. ) 67. Yalnız kaldım. Daha fazla bakamayacağım bu duvarlara. Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . “Ah! Bilmiyor musunuz? Öldü. 15 Mart 1832 VICTOR HUGO 1.
Sonra bir yatak istedim. Onların o iğrenç yüzlerini penceremin kenarında gördüğümü sandım bir an; ıstırap dolu bir çığlık attım yine ve sonra, bayılmışım. Beni nereden ve nasıl tanıdıklarını anlamamıştım. İşte kaideleri olan bir işkence sistemi. Kendisinin gömüldüğünü duyan; ama ne kımıldayabilen ne de bağırabilen, baygın bir adam gibi şaşkınlık içine düşmüştüm. At arabası ve maiyet alayı, sanki ayaktakımının çığlıklarıyla ileriye itilmiş gibi sallanarak hareket ettiler. Gidin, avukatımı çağırın! Çabuk avukatımı çağırın! Kürek mahkûmu olmak istiyorum. Karanlık, dar, tonozlu, olsa olsa yağmurlu ve sisli bir gün ışığıyla aydınlanmış giriş katının iki küçük kapısının arasından ittiler beni. ) XV Ne yazık, hasta değilmişim. Kelepçeleri yeniden taktılar ellerime. N. Tabii ki olup bitenler tamamen belirsiz bir biçimde geçiştirildi. Biz, onların yaşamlarını kurtarmalarını içten dileyenlerdeniz ve bunun için kendimizi feda etmeye hazırız. Gözlerinde ne bir bakış; sesinde ne bir vurgu; ellerinde ne bir hareket. Ortada yalnızca bir insan var; bütün kürek mahkûmlarının zavallılığının tümünü üzerinde toplamış bir tek insan. KA Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Gidip görmeye karar verdik. İyi. Sabahın taze havası beni canlandırmıştı. N.
Bu, onlar için neredeyse edebi bir konu; kişilerden, özel adlardan doğan bir durumdur. Bana söylediklerini pek az anlamıştım. Çarpık ve kör ceza mevzuatı, nereden dönerse dönsün masumu vuruyor! Bu adam, bir ailesi olan bu suçluyu alıkoyun. Ölümün karşısında korkma. Martın beşiydi, karnavalın son günü, Saint Pol’de, bir kundakçının idamının hemen ardından, bir grup maskeli kişi, hâlâ yanmakta olan idam sehpasının çevresinde dans etmeye koyulmuş. ) “Başını eğerken son nefesini verdi. Kulağımın dibinde birden patlayan korkunç bir kahkaha beni düşler dünyamdan çıkarttığı an, ne düşündüğümü, ne kadar zamandan beri orada bulunduğumu anımsamıyordum. “Suçlar ve Cezalar Kitabı”nın tumturaklı yorumları da yokmuş. Bir düş gördüm. Subay emir verdi. Onu bekliyorum; biraz olsun kazanç sayılır. İri gözlü, uzun saçlı, esmer ve parlak tenli, kırmızı dudaklı, pembe yanaklı, küçük İspanyol kızı, on dört yaşında bir Endülüslü, Pepa. Avludaki kalabalık dışarıya doğru akmaya başladı. Fakat burada söz konusu olan, kitabın insanın okuma zevkini bozması; insanın saf, temiz ve iyi duygularını köreltmesi Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . ” Gerçekten de yüzümün rengi atmış, saçlarım diken diken olmuştu. Ticaret ülkesi İngiltere’de, Dover sahilinde bir kaçakçıyı yakalarlar, “örnek olsun” diye asarlar; “örnek olsun” diye darağacına asılı bırakırlar; ancak kötü hava koşulları cesedi bozabileceğinden, onu daha az sıklıkta yenilemek için, üzerine katrana batırılmış bir örtü geçirirler özenle. . Araba birden durdu, az daha yüzüstü yere kapaklanacaktım. İkimiz de birbirimizi annelerimize şikâyet ederdik; onlar da bizi yüksek sesle haksız bulurlarken, alçak sesle hak verirlerdi. Bu işlemden sonra mahkûmlar yine sustu.
Güzel çocukluğum! Güzel gençliğim! Ucu kanlı yaldızlı kumaş. İyi olmuş. Sorunun içinde olmayı beklemeksizin ve halk için ölüm cezasını kaldırarak, siyasal bir hamleden çok toplumsal bir hamle yapmış olacaksınız. Özellikle de kadınlar. Bana argo konuşmayı, dediklerine göre, “külhanbeyi gibi konuşma”yı öğretiyorlardı. Yazık! Yalınlığıyla sizi isyan ettirecek bütün düşüncelerinde, sıfatlarla gerçeği gizleyen bir şey vardır. Aklım onunkinden daha yavaş işliyordu. XLV Bütün bu insanlar gülecekler, ellerini çırpacaklar, alkışlayacaklar. . . Krallığı sırasında, Eski Rejim adı verilen 1789 öncesi dönemin politikalarını izlemiş, dolayısıyla otoriter bir rejim yanlısı olduğunu göstermiştir. Mahkûm da, halk da haykırıyorlarmış Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Aynı zamanda, Fransızcada deyim olarak büyük gürültü, kargaşa anlamına da gelmektedir. Tanımadığım bir insanla ilgilenmeye zorlayamazlar beni, buna hakları yok. Ancak şunu söylemeliyim ki umudum vardı hâlâ. “Temmuz Kararnameleri” adı verilen kanunu imzaladı ve 29 Temmuz 1830 tarihinde iktidardan çekildi, ülkeden kaçma girişiminde bulundu, ancak yakalandı. Bu zincire bir kez bağlandınız mı, kordon denen ve tek bir insan gibi hareket eden bu iğrenç şeyin bir parçası olursunuz. Güzel ve içerikli sözler sarf edilmiştir. Nasıl olsa celladın elinde kalacak. Zincirlerin şıkırdadığı duyuluyordu ve arabanın her sallanışında, mahkûmların başlarının oynadığı, sarkık bacaklarının bir o yana, bir bu yana doğru sallandığı fark ediliyordu.
Buna yanıt verilsin diye soruyoruz. (Lat. Orada yalnız başıma bıraktılar, kapıyı iyice sürgülediler. Ağlayanlar vardı; yaşlılar titriyor, dudaklarını ısırıyordu. Yine de binlercesi arasından bir tanesini anlatalım, çünkü bu en tazesi. Elleri bağlanırken, saçları kesilirken orada olmalısınız; celladı görmesin diye Hazreti İsalı haçınızla birlikte arabasına binmeli ve Grève Meydanı’na kadar onunla birlikte taşların üstünde sallanmalısınız. ” Redingotumu çıkardım ve ona verdim. Bu sönük ve tasalı yüzlerin arasında, ateşten noktalar gibi parlak ve canlı birkaç göz parıldıyordu. Zengin kahvaltı masasında iştahla yediği belliydi. Haydi kalkın! Gözlerimi açtım ve yattığım yerde dikildim Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Papavoine adının yanında duran, duvarın köşesine doğru gerilmiş, tozların kalınlaştırdığı büyük bir örümcek ağını çektim. Delilik insanı yaşatır derler; en azından akıl acı çekmez; uyur, ölü gibi yaşar. Bir gün, insanlar benim bu öykümü okurlarsa nice masumiyet ve mutluluk dolu yıllardan sonra, bir cinayet ile başlayan ve bir idamla sona eren bu korkunç yılın varlığına inanmak istemeyeceklerdir; eksik bir yanı, eksik bir havası olacak. (Ç. Kendimi topladım. O anda, iğrenç bir biçimde güldüm ve rahibe, “Onların şapkaları benim başıma!” dedim. . Küçük kızın hakkı varmış. N. Gece yarısı, jüri üyelerini tartışırlarken bırakmıştım.
“Bunu bilmemeniz olanaksız. Yüreğim, sıkıntısını onun yüreğine dökecek; o benim ruhumu alacak, ben de onun Tanrısını alacağım. Birden: “Kâğıdımı geri verin, lütfen! O benim oyuncağım. Kalabalık ile arabadakiler arasında, anlayamadığım korkunç bir konuşma geçti: bir taraftan küfürler öteki taraftan meydan okumalar; her iki taraf da birbirini lanetliyordu, fakat yüzbaşının bir işareti üzerine, arabadakilerin omuzlarına ya da başlarına sopa darbeleri yağmaya başladı ve hepsi birden düzen denilen sözde suskunluğa gömüldü. . . ) “Babil ırmakları kıyısında” – Kutsal Kitap, Mezmurlar: 137:1 (Y. Önde jandarmalar, arkada jandarmalar; sonra kalabalık, kalabalık, yine kalabalık; meydanda dalgalanan bir baş denizi Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Hiç dikkat etmedim gerisine; masanın önünde oturarak, kapıya sırtımı dönüyordum, elimle alnımı serinletmeye çalışıyordum ve düşüncelerim aklımı karıştırıyordu. Bu gürültü beni altüst etmiş olmalıydı; düşecekmiş gibi, eğik arduvaz rüzgârlıkların üzerinde kaymaya hazır bir durumda sallanıyordum, korkudan tahtaların üzerine yatmıştım; konuşmaksızın, soluk almaksızın, kulaklarımın içinde bu korkunç çınlamayı duyarak kendi halinde yürüyen, ama iğrendiğim nice insanın geçtiği, gözlerimin altında uzanan bu uçurumun, bu derin alanın karşısında, iki kolumla sımsıkı sarılmıştım bu tahtalara. N. Tam o sırada, sanki sözleşmiş gibi, bu utancı işkenceye dönüştüren beklenmedik bir olay oldu. Hepsi de izleyici topluyordu. (Y. Ölüm cezasına karşı olanlar rahat bir nefes aldılar. Soluk soluğa kalmıştı ve gülüyordu. Üç adım attım ve küçük kapının eşiğinde durdum. Onu, büyük bir sabır içinde okuduğu dualarıyla baş başa bıraktım. . Mahkûmlar yol giysilerini giydikten sonra taşlara uzatılmış zincirlerin kendilerini bekledikleri yere, avlunun öteki köşesine yirmi ya da otuz kişilik sıralar halinde götürüldüler.
Her şey soluyor, hatta şu on beş yaşındaki kızın şarkısı bile! Orada bir kuş buluyorsunuz, kanadında çamur var; güzel bir çiçek alıyorsunuz elinize, kokluyorsunuz onu: Pis kokuyor. ” (Y. Bütün istediklerimi getirdiler. Bunu geveze aydınlara değil, ceza hukukçularına soruyoruz. O korkunç aleti, durmadan kurup bozuyorum kafamın içinde. “Marie, ölü olmak ne demektir, bilir misin?” “Evet, bayım,” diye yanıtladı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . ) 50 Castaing, arkadaşı A. Üç ay önce, Dijon’da, bir kadını işkenceye götürmüşler. “Bu sabah gazetelere bakacak zamanım olmadı. Ne olursa olsun, siyasal nedenlerden olduğu kadar duygusal nedenlerden de ötürü, kişisel olarak, bu dört bakanın canının bağışlanmasını isteyenlerle aynı düşünceleri paylaşıyoruz. Altı aydır görünmez olmuş. Herhalde ömür boyu kürek cezası verecekler. Ölüyor. Kimse de endişelenmemişti. Ayağından kımıldattık, sonra iki kişi onu kaldırdı ve yeniden duvara dayadılar. Korkunç, acımasız, yürek yakan bir düşünce! Artık önümde tek bir düşünce, tek bir yargı, tek bir gerçek var: idama mahkûm olmak! Ne yaparsam yapayım, bu iğrenç düşünce hep burada yanımdan uzaklaşmayan, kurşundan bir hayalet gibi; yapayalnız ve kıskanç; benim gibi sefil bir insanın bütün hayallerini, mutluluklarını altüst ediyor, gözlerimi kapamak ya da başımı çevirmek istediğimde, buz gibi elleriyle beni sarsıyor. . Hissettiklerimi anlatmak için sözcük bulamıyordum. Bicêtre’ den çok büyük bir bıkkınlık duyuyordum. Gün daha yeni ışımaktaydı ve hapishanenin içi gürültüyle doluydu.
) 2. Bütün bu izlediklerim sanki bir ışık oyunu gibi bir şeydi. İşte iyi anlaşılan ölüm cezası. Tanrıları özleyenlere, denilebilirdi ki, Tanrı kalsın Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Bununla birlikte, bir yıl sonra bile, birlikte koşuyor, birlikte dövüşüyorduk. N. Bazen garip bir güce, bazen de ürkütücü bir özgünlüğe bürünüveriyordu: Yolda üzüm pekmezi var (yerde kan var), dulla evlenmek (asılmak), sanki darağacının ipi, bütün asılmışların duluymuş gibi. Onun adı bile ürkütücü ve bugüne değin o sözcüğü nasıl bu kadar rahatlıkla yazıp ağzıma almışım, anlayamıyorum. O rezil makine, Fransa’dan gidecek, buna inanıyoruz ve Tanrı izin verirse, topallaya topallaya gidecek, çünkü bizler ona sert darbelerle vurmayı deneyeceğiz. Ancak yine de Meclis’in idamın kaldırılmasını önermek için başka bir gerekçe seçmesini tercih ederdik. Korkunç adını yitirmek istiyor. ) XI Gün ışığı hücreme girmediğine göre, geceleyin ne yapılabilir? Aklıma bir düşünce geldi. Bu, yargıtay başvurusunun reddini bildiren bir yazıydı. Bu, bir güçsüzlük işareti. “İdam mahkûmu! İdam mahkûmu!” diye bağırıyorlardı parmaklarıyla beni göstererek; neşe dolu çığlıklar artmıştı. Öyleyse, en azından beş hafta diyelim ya da belki de altı. Kollarımı gösterdim, çalışırım dedim, kapıları kapattılar yüzüme. Tanrım, onlar ne kadar korkunç hayaletlerdi öyle! Hayır, bütün bunlar yalnızca bir dumandan ibaretti; boş ve bunalımlı beynimin içinde oluşan imgelerdi. Elma ağacının en güzel elmasını Pepita’nın elinden alıyordum; bir kuş yuvası için ona vuruyordum. Korkunç bir yolculuktu.
– Örnek olmalı! Suçluların yolundan gitmek isteyenleri, kaderin bu insanların oynadığı oyunu göstererek korkutmak! – İşte tam tamına Fransa’daki beş yüz yargıç kurulunun bütün iddianamelerinde fazla ya da eksik vurgulamalarla yer alan sonsuz cümle. Bütün bunları anlatırken unuttuğum bir şey varmış: Kapının ortasında, biraz yukarıda, gardiyanın geceleri kapatabileceği, haç biçimindeki bir demir parmaklıkla bölünmüş, dokuz parmak genişliğinde küçük bir pencere var Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Yalnızca bir yaramazlık. İstediğimi düşünebiliyordum, özgürdüm. Gökyüzünde ay olmayacak ve alçak sesle konuşulacak. Biraz önce yemek getirdiler; ona gereksinimim olduğunu düşünüyorlar herhalde. . İçinde bulunduğum bu umutsuz konumda, bazı anlar oluyor ki insan bir saç teliyle bir zinciri kırabileceğine inanıyor. 58 On yaşımdayken bir yankesici olmuştum, sonra daha da bilgilendim; on yedimde bir hırsızdım artık. Öfkeyle davranılan bu hastaya iyi yüreklilikle yaklaşılacak. Hatta Rahip de Floricour bile kızgındı. Çoğunun başında, hücrelerdeki samandan kendi elleriyle ördükleri, hepsi de garip biçimli şapkaya benzer şeyler vardı ve dikkatleri, geçtikleri her kentte kendilerini taşıyan başlara çekmeyi amaçlıyorlardı. Eğer arabada kasaba götürülen bir koyun ya da bir sığır olsaydı, vergi ödemek gerekirdi. Susunuz, aydınlar! Yargıcın yumuşak ellerini altında, celladın tırnakları hissediliyor. Bu da örnek gösterme düşüncesini anlamanın en insancıl yoludur. Onlar, beni bu iki tekerlekli lahde gömmeden önce, avluya son bir kez baktım, duvarları yıkabilecek ümitsiz bir bakışla. Halbuki bana daha pahalıya mal oluyordu. İşte bu hücrelere, cezaevi müdürü tarafından disiplin cezalarına çarptırılmış kürek mahkûmları konuyor. Meydan yeniden düzenleniyor. Sonra çocuksu korkum dağılıverdi ve ardından garip bir merak, beni duvardaki yazıları okumayı sürdürmeye zorladı.
. 46. Aslında ne işe yarayacak ki? Ben pek masraflı bir mahkûm sayılırım ve sanıyorum ki sahip olduklarım bu masrafların karşılanmasına ancak yetecektir. Bilmiyorum hangisi; saatin çekicini zor duyuyorum. Bu son ilgi tüylerimi ürpertti. Doktorların muayenesinden sonra sıra gardiyanların denetimine geldi; onlardan sonra da prangalama. Bir gardiyanın ilgisi sanki ölüm kokuyordu. Benden ve adımdan ötürü utanç duyacak, aşağılanacak, horlanacak; hepsi de benim yüzümden, onu bütün kalbiyle seven birinin yüzünden olacak. Bütün bu sesler, pencerelerdeki, kapılardaki, dükkânların parmaklıklarındaki, sokak lambalarının kollarındaki bütün bu başlar; bu açgözlü ve acımasız izleyiciler; beni tanıyan, ama benimse tanımadığım bu kalabalık; insan yüzleriyle kaplı bu yol. ’da Fransa kralının sarayının yöneticisi için yapılmış bir binadır. Sürekliliği ve ihtişam içinde Parisli celladın o kocaman sundurmasını geri getirin. Bu altmış altı frangı yedim. Ve bir gün, büyüdüğünde, tabii ki büyüyebilirse, ne hallere düşecek? Babası Paris halkının bir anısı olacak. . Altı çocuğu vardı. N. Bir değiş tokuş meselesi. Ağır ve hüzünlü bir havaydı bu, kederli ve acı dolu güvercin cıvıltısı gibi bir şey; sözleri şöyleydi: Bu sözlerden daha fazlasını duyamadım, ama duyamazdım da zaten Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . VI Kendi kendime şöyle dedim: “Mademki bir şeyler yazma olanağım var, neden yapmayayım bunu?” Fakat ne yazacağım? Çıplak ve soğuk taştan dört duvar arasında tutsak olmuş; adım atabileceğim bir özgürlükten, görebileceğim bir ufuktan yoksun durumda; tek eğlence olarak, kapımın gözetleme deliğinin, karşısındaki karanlık duvara yansıttığı beyazımsı karenin yavaş yavaş ilerleyişini bütün gün, bir makine gibi izleyerek vakit geçirirken ve biraz önce de söylediğim gibi, bir düşünceyle, bir suç ve ceza düşüncesiyle, bir cinayet ve ölüm düşüncesiyle baş başayken! Ne yazabilirdim ki? Bu dünyada artık yapacak bir şeyi kalmamış bir insan olarak, benim söyleyecek neyim olabilir ki! Bu bozulmuş ve boşalmış beyinde yazmaya değer ne bulacaktım ki? Neden olmasın? Çevremdeki her şey durağan ve renksiz olsa da benim içimde kopan bir fırtına, bir çatışma, bir trajedi yok muydu? Benliğimi saran bu saplantı, günün her saatinde, her ânında, yepyeni bir biçimde; infaz vakti yaklaştıkça daha da iğrenç ve daha da kanlı biçimde çıkmıyor mu karşıma? İçinde bulunduğum bu terk edilmişlik ortamında hissettiğim şiddetli ve anlamsız her şeyi neden kendime anlatmayı denemeyeyim? Kuşkusuz anlatacağım çok şey var ve ömrüm ne kadar kısa olursa olsun, içinde bulunduğum bu saatten son dakikama kadar onu dolduracak kaygılar, korkular ve acılarda kalemimi aşındıracak, mürekkep hokkasını boşaltacak değerde bir şeyler olacaktır. Arabanın çevresinde, dört atlı jandarma vardı.
Oturmamı söylediler; oturdum. Benim yaşlı, iyi jandarmamın nöbeti dolmuştu; onu almaya geldiler. “Öyle, ama senin de servetin olacak. Affedilir miyim acaba? Af! Ama kim yapacak bunu? Ve neden yapacak? Ve nasıl? Hayır, hayır, beni affetmeleri olanaksız. Eğer bir gün, olanaksız olsa da onların idam sehpası yine Grève’de dikilirse, bundan kuşku duymayacağız ve eğer bu bir düşse, bunu belleklerimizde saklamak isteriz; bunu devirmek için bir isyanın olacağından hiç kuşku duymuyoruz ve bu satırları yazan kişi, bu kutsal isyanın içinde yer alacaktır. ) 66. ” Mimar gitti. Bu saatte, herkesin, düşüncesini onayladığı bir bakanlar kurulu toplanmış olmalı; ya da yarınki av partisini, bu akşamki baloyu düşlüyordur. ” Böyle konuşmayı sürdürdü. Joseph Ignace Guillotin, 1738-1814 tarihleri arasında yaşamış Fransız doktor. Birden fazla suç. ” Suskun ve her zaman sahip olduğum umuttan yoksun, oturdum tekrar yerime. Bıçağı örter. Vincennes Ormanı’nda, annelerinin yanında oyun oynayan beş ve altı yaşlarındaki iki erkek çocuğunu bıçak darbeleriyle öldüren kişi 25 Mart 1825’te giyotinle idam edildi. “İstiyorsanız, şenlik diyebilirsiniz!” diye yanıtladı. Babam nasıl dulla evlendiyse,64 ben de Mont-à-Regret Manastırı’na çekilecekmişim Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Bu gürültü dışarıdan geliyordu; yatağım pencerenin yanı başında bulunmaktaydı. Vincennes’a giderdim. Hey, bayanlar, yeni romanı okudunuz mu? Gün geçtikçe geleneklerin bozulduğunu anlamak lazım. Redingotunun düğmelerini açtı.
Mahkûmların uzun sakallarından, kısa saçlarından sular süzülüyordu; yüzleri morarmıştı, tir tir titriyorlardı, dişleri öfkeden ve soğuktan birbirine çarpıyordu. Bunlara alışmam için sanırım bir saatim daha var. . Bunları, önceki gün, hücremde beni görmeye gelen ve hayvanat bahçesindeki bir hayvana bakar gibi uzaktan izleyen “meraklılar”dan duydum. Bunları yazdığımız tarihten tam on gün önce oldu. ) XII Hemen samanımın üstüne oturdum; başımı dizlerimin arasına aldım. Yakalananlardan Jules de Polignac, kardeşiyle birlikte kaçmayı başarabilmiştir. Sonra şişman adam, sırtıma bir ceket attı ve bunun kollarını çenemin altına düğümledi. Kaçmam gerekiyordu. Paris haberi bu! Bu sabahın haberi!” Ben de konuşmaya başladım: “Galiba ben biliyorum. Ama Bastille’in alınışından beri, herkes istediğini yazabiliyor. Bir sarsıntı, onun sert bir biçimde parmaklıklara çarpmasına neden oldu; kutu açıldı ve jandarmanın ayaklarının dibine düştü. Beni buraya çıkardılar. Gardiyan, beni güvence altına almak için, alışkın olduğum önlemler aldı, sonra beni, ardında gerçek gökyüzünün görülebildiği, omuz hizasındaki demir parmaklıklı penceresi olan boş bir odaya götürdü Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . ) XIII Geçen günlerde çok iğrenç bir olay gördüm. Bütün bu hazırlıklar bittiğinde, gümüş işli bir giysi giyinmiş, müfettiş bey dedikleri bir adam, hapishane müdürüne bir emir verdi ve bir süre sonra iki ya da üç alçak kapı, aynı anda, aralıklı olarak, bağırıp çağıran, yırtık giysili iğrenç bir insan yığını kustu avluya. Beynimin kıvrımlarını sarsan bir çan gürültüsü gibi bir şey ve benim bırakıp gittiğim, ama öteki insanların hâlâ yaşamayı sürdürdükleri bu tekdüze ve huzurlu yaşamı, ancak uzaktan ve bir uçurumun yarıkları arasından görebiliyorum artık. Odanın ortasında bir sandalye vardı. Bicêtre düşüncesinin yerini şimdi Notre Dame’ın kuleleri almıştı. (Lat.
Samson ve Mardi ön sıraya oturmuşlardı. ) XIV Kendime geldiğimde gece olmuştu. Anılarımın arasında derin düşüncelere daldığım bu en yüce anda, korkunç bir biçimde, işlediğim suç ile yüz yüze geliyorum; ancak, daha çok pişmanlık duymak isterdim. Aynı anda başka biri kravatımı çözüyordu. . . Griye dönüşmüş ve biraz da seyrekleşmiş saçlı başını salladı ve sonra açık gömleğinin altındaki çıplak ve kıllı göğsünü tırnaklarıyla kaşıyarak, “Anlıyorum!” diye mırıldandı dişlerinin arasında. Burada bazı infazların korkunç ve inançtan yoksun sonuçlara neden olduklarına dair iki ya da üç örnek vermek gerekir. Hep orada olacak Belediye Sarayı; çatlak cephesi, parçalanmış çatısı ve hepimize karşı acımasız davranmış olan saat kulesiyle. Artık ne bir şey görebiliyor ne de bir şey duyabiliyordum. Bindiğim at kendi atım ve yük oluyor bana. Onların gürültülü cesaret gösterilerini donuk bir sessizlik izlemişti Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . . Romantiğim, ama ılımlıyım. Hücreme geri döndüm. ” “Ah! Bu mu!” diye konuştu. “Yine mum koyalım! Yine! Konuşması gerek!” Yaşlı kadının çenesinin altına mumu yeniden koydum. Herhalde bir Sabbat51 toplantısını gözümün önünde canlandırmak isteseydim, bundan daha iyisini bulamazdım. Kimse de bunun üstüne kafa yormazdı. Ne yapayım? Bir gün çok acıkmıştım.
Namuslu bir aileden gelmiş. Demirin ve ateşin kullanıldığı yerlere merhem ve yağ dökülecek. ) 62. “Allah kahretsin şu parmaklıkları!” diye bağırdı mübaşir. Okuduğu benim cezamın infaz kararıydı. Birkaçı da esniyordu. (Fr. Yerine oturunca, gülümseyerek bana doğru eğildi. Buradayım artık. Bilirsin, her şeyin bir sonu vardır; elbette bununki de olacaktı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Ayağa kalktığım ya da yere eğildiğim zaman, beynimin içinde devinen ve beynimi kafatasımın çeperine çarptıran bir sıvı var sanki. Kimse bana iş vermek istemiyordu. Kalabalığın gürültüsü kesilince, aklımdaki düşüncelerin uğultusu da dindi. Çevreme bakmak istedim. İnsanlar başka şeylerle, birkaç ciddi toplumsal çıkarla, köyler arasından geçen bir yolla, Opéra Comique için yapılacak bir sübvansiyonla ya da yüz elli milyonluk korkunç bütçedeki yüz bin franklık bir zararla uğraşıyorlarmış. Benim içeri girmemle birlikte, silahlar ve seslerle karışık bir uğultu kapladı salonu. Sonra duvara yaslandım; bu adamın bende nasıl bir etki bıraktığını anlayamıyordum. O zamanlar darağacı modası vardı daha iyi olurmuş. Ve araba ilerliyordu, ilerliyordu ve dükkânlar geçiyordu yanı başımızdan ve tabelaları; yazılı, renkli, yaldızlı tabelalar birbirini izliyordu; insanlar gülüyorlardı ve çamurun içinde tepiniyorlardı; uykularında düş görenler gibi kendimi salıvermiştim. Arabanın arkasına bir merdiven dayadılar; rahip bana elini uzattı, yere indim ve sonra bir adım attım, sonra bir adım daha atmak için geri döndüm, ama yapamadım.
Ve bu düşünceye dalmaya verdim kendimi. Bütün Bicêtre sanki gülüyor, şarkı söylüyor, koşuyor, dans ediyordu. Kaçtım. Kralları özleyenlere denilebilir ki, vatan kalsın. Sizin için ne düşündüğümü sorarsanız eğer, sizi pek düşünceli buluyorum, delikanlı. Bana gelince; ulusal muhafızların yeniden örgütlenmesi yanlısıyım. . Conciergerie’nin avlusuna girdiğimizde, sarayın saati sekiz buçuğu çalıyordu Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Pencereler açıktı; kentin havası ve gürültüsü odanın içine kadar geliyordu: Bir düğün varmış gibi apaydınlıktı salon; güneşin neşeli ışınları salonun her yanına küçük pencerelerin parlak biçimlerini çiziyor, döşemelerde dolaşıyor, masaların üstünde oynaşıyor, duvar kenarlarına gelince kırılıyordu; pencerelerin parıltılı dörtgenlerinden geçen her gün ışığı, havada altın renginde bir toz prizması oluşturuyordu. N. Véfour’un mutfaklarının hava deliğinin önünde ısınarak, çöplüklerin içinden bir ekmek artığı arayarak ve yemeden önce onu silkeleyerek çocukluğunu geçirmiş, kralın şenliğinin bedava gösterisinden ve öteki bir bedava gösteri olan, Grève’deki infazlardan başka bir eğlencesi olmayan bahtsız insanlardan; açlığın hırsızlığa, hırsızlığın da geri kalan olaylara yönelttiği zavallı insancıklardan; on iki yaşında hapse düşen, on sekizinde kürek mahkûmu, kırkında da idamlık olan, üvey bir toplumun yoksun çocuklarından; yalnızca bir okul ve bir atölye ile iyi yürekli, ahlaklı, topluma yararlı kılabileceğiniz ve onları, işlevsiz bir yük gibi, bazen Toulon’un21 kızıl mahşerine, bazen de Clamart’ın sessiz dünyasına atmak ve onların özgürlüklerini çaldıktan sonra yaşamlarına da el koymaktan başka bir şey yapmadığınız kadersiz insanlardan biri için söz konusu olsa; eğer ölüm cezasını kaldırma öneriniz bu insancıklardan birisi için olsaydı, ah, işte o zaman, oturumunuz gerçekten onurlu, yüce, saygın ve anlamlı olurdu. Neden öldürmekte ısrar ediyorsunuz? Hapisten kaçabilir diye mi bahane ileri sürüyorsunuz? Siz de tedbirinizi alın. Revirin kapısının önünde, ölmek üzere olan yaşlı bir adam bana şöyle bağırıyordu: “Tekrar görüşmek üzere. Sanki, kendi varlığıyla aydınlanacak gökyüzü, yıldızlar gökyüzünde karanlık lekeler gibi duracaklar; yaşayanların gözlerinin, kül rengi kadife üzerinde altın pullar gibi gördükleri halleriyle değil, altın çarşaf üzerinde siyah noktalar olarak görünecekler. Size haksızlık olmasın diye geçen bir on beş gün. . Adamı çabucak sepetin içinden çıkartmışlar ve ona soluk alması için bile vakit bırakmaksızın, gizlice ve acele tarafından başını uçurmuşlar. Masraflarımı karşılamak için piyangoya vurdum kendimi. Hapishane rejimlerini düzeltmek için çalıştı. O zamanlar herkes rahattı, hiçbir şey düşünülmezdi.
Salonda büyük bir sessizlik oldu. Arabanın yanında, çocuklarına şöyle seslenen bir kadın vardı: “Hey, bakın! Bıçak iyi kaymıyor, bir mumla yivini yağlayacaklar. Vincennes Kulesi, Paris’in biraz dışında bulunup XVI. Dışarıda halk daha da çok uluyordu. “Ah! Canımı yakıyorsunuz, bayım,” dedi bana. Fırıncının camını kırdım, bir ekmek kaptım, ama fırıncı beni yakaladı; ekmeği de yiyemedim Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Ama bekleyin. Ah! Ah! Eski rejimde olsaydık, işkenceye karşı roman yazanın vay haline!. Beklenmedik bir olay etkisi yarattı bu bende. XXIII Adliye Sarayı’nın halka açık koridorlarından yürürken, kendimi neredeyse özgür ve rahat olarak duyumsadım; ama yalnızca yargılayan ve yargılananların girdiği basık kapılardan, gizemli merdivenlerden, iç koridorlardan, uzun ve bunaltıcı aralıklardan geçmeye başlayınca bütün kararlılığım yitip gitmişti. Ve sonra pişmanlıklar, pişmanlıklar. Bana “Oğlum,” demesi kalbimi açmaya yetmişti. Tam Macbethimsi düşler! Ölüler ölüdür; özellikle bunlar, mezarlarının içine iyice kapatılmışlardır. “Buyurun bayım. Şimdi artık hiçbir şey, eski canlılığında, eski haliyle görünmüyordu bana. (Ç. Sonra bütün gözler, benim durduğum pencereye çevrildi. Görüyorum onu yine; karalar içinde, anneannesinin yasını tutuyor. Ama hantal arabanın her sarsıntısı beni sallıyordu. .
” “Korkmayın; kin beslemek için vaktim yok zaten. O kadar küçük ve karmaşık bir kilidi vardı ki büyük bir dikkatle kapattılar onu. Lütfen beni izlemek lütfunda bulunur musunuz, aziz bayım?” Bir süredir onu dinlemiyordum artık. Ona verdiğim redingotu incelemeye koyuldu; her keresinde sevinç çığlıkları atıyordu Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . . XXXII Ve sonra başıma gülünç bir olay geldi. -L. XLIV İyi bir insan rahip, jandarma da öyle. Joseph Grippa’lar Filangieri’lere;26 Torregiani’lerin Michelangelo’lara27 Scudéry’lerin28 Corneille’ lere29 yaptıklarından daha çok saygısızlık etmiyorlar. Pekiyi o halde, bir adam öldürürlerken bu adam, arabasının içinde ne yapıyordu? Güpegündüz, gözlerinin, atlarının soluklarının, kapısının camının altında bir adam öldürülürken, katillerin cezalandırıcısı ne yapıyordu? Ve yargıç yargılanmıyor! Ve cellat yargılanmıyor! Ve hiçbir mahkeme, Tanrı’nın bir kulunun kutsal varlığı üzerinde bütün yasaların bu korkunç yok etme eylemini sorgulamamaktadır! On yedinci yüzyılda, ceza yasasının barbarlığı döneminde, Richelieu ve Christophe Fouquet zamanında, M. Eski mesleğinden utanç duyuyor artık. Nice kararsızlıklardan sonra, bana mürekkep, kâğıt, kalemler ve bir gece lambası verdiler. Yeniden uykuya dalmışım. ” “Kutsal Katolik, Papalık ve Roma Kilisesi’ne inanıyor musunuz?” “Gönülden. . Şu anda Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmakta olan bir mahkûm. Evet, Farinace ve Vouglans’ın, Delancre ile Isaac Loisel’in, Oppède ve Machault’nun dişli ve doymak bilmeyen Themis’i37 zayıflıyor. Arkadaşlarım ve ben alçak sesle konuşuyorduk ve söylediklerimiz bizleri korkutuyordu. Gözlerim, bilinçsiz olarak, dükkân tabelalarını okuyordu. .
Oysa, ruhsal acının yanında bedensel acı bir hiç kalır! İğrençlik ve acıma duygusu, yasalar böyle yapılmıştır! Bir gün gelecek ve belki de bu anılar, sefil bir insanın bu son itirafları onlara biraz olsun katkıda bulunacak. Ama, ne yazar! Bir yarım saniyecik! Bir anda yok olan acı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Giyotini yeniden çalıştırmanın vakti geldi!” bu adamın yüreğinden çok korkunç birtakım şeylerin geçmiş olması gerekir. Ah! Zavallı küçük kızım benim! Daha altı saat var ve ben ölmüş olacağım ondan sonra! Amfilerin soğuk masasının üzerinde sürünen iğrenç bir şey olacağım; bir yandan kalıbı çıkarılan bir baş, öte yandan anatomik açıdan incelenen bir gövde olacağım; sonra da geriye kalanları bir tabuta dolduracaklar ve hepsi de sonunda Clamart’a68 gidecek. Güçlükle ilerlediğimiz, geniş ve tıkabasa dolu Pont-au-Change Köprüsü’nün ortasına doğru, şiddetli bir korku sardı içimi. Yüksek adaletin gösterişli halk oyunu, diyorlar bunun adına. Özgürlük ve sağlık birleşecek. “Marie!” dedim. “Bana söyleyeceğiniz buysa, beni yalnız bırakınız. Hatta bu korkunç makine, Pygmalion’un38 elinden çıkmış Galateia gibi, Guillotin’in yapıtı bu tahtadan ve demirden yapılı canavar bıkıyor ve surat asıyor gibi görünüyor. İçeri girdim. “Ne kadar iyi,” diyordu daha küçük olanı ellerini çırparak. Beni tanıyorsunuz, değil mi? Sizin için daha kolay olacaksa, bu akşam da gelebilirsiniz. “Sağ olun bayım,” diye karşılık verdim onu iterek. Ben, bir şeyler söylemek istiyordum, ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Tam tersine yavaş yavaş yürümek gerek; başınız dimdik olacak ve şarkı mırıldanacaksınız. Üzerinde bir çıkıntı bulunan büyük giriş kapısı birden açılıverdi. Kulak kabarttık: boğuk bir gürültüyle açılan bir kilit gibi, hafifçe gıcırdayan bir sürgü gibi. “Ah! Anne, anne,” diyordu evine dönünce, “ne kadar koştuğumuzu bir bilsen!” Bense suskunluğumu bozmuyordum. Örnek olsun, diyeceklerdir her zamanki gibi.
Artık gitmeliydiler; hiçbir şey istemiyordum; yüreğimin son duyarlı teli kırılmıştı. (Ç. Unutmaya, şimdiyi geçmişte unutmaya çalıştım. İki elimi birleştirip dizlerimin üstünde sürünerek bağışlanmamı diledim ondan. Dolabı kapatmak için bu kapının tokmağına elimi uzattım; direniyordu. Bu salgın ve kana bulanmış kalabalıkta ben de yerimi alacağım. . Güzel bir sabahtı; çıkış kâğıdı verdiler elime ve cebimde de on beş yıllık kürek mahkûmluğu boyunca, günde on sekiz saat, ayda otuz gün, yılda on iki ay çalışarak kazandığım altmış altı frank vardı. Ancak bedenim istemedi; enseme felç gelmiş ve önceden ölmüş gibiydi. Grève Meydanı. Kuşkusuz bu bir adaletsizlik, ancak içinde adalet olan bir adaletsizlik. Yarın akşam bana geleceğinize söz verir misiniz? Bana üç tane numara söyleseniz, üç tane isabetli olanından. “Neye karar verdiklerini bilmiyorum, ama yine de kuşkusuz savcının önerisini kabul etmeyeceklerdir. İçinde bir cüppe vardı. N. Durmadan ağır kapıların açılıp kapanışı, sürgülerin ve kilitlerin gıcırdayışları, gardiyanın kemerinde birbirine çarpan anahtarların çınlayışı, yukarıdan aşağıya koşuşan adımlarla merdivenlerin titremesi ve uzun koridorların her iki ucundan yankılanan seslerin birbirlerine bağırıp karşılık verişleri duyuluyordu. N. Binanın dört cephesinden biri (doğuya bakan) ortasından kesilmiş ve yalnızca bir demir parmaklıkla yandaki cepheye uzanmaktaydı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Jandarmalar. ) XVII Ah! Kaçabilseydim, kırlarda nasıl da koşardım! Hayır, koşmamam gerekir.
Tatlı ve ince. Jandarmaya bu adamın kim olduğunu sordum. . Oyun oynamamızı söylemişlerdi; ama biz, yaşları aynı, cinsiyetleri farklı iki çocuk, konuşuyorduk. Yemek odasına girdik, dolaştık. “Şapkaları çıkarın! Şapkaları çıkarın!” diye bağırıyordu bin ağız birden. Gözlerimi oyalayan dükkânlar dizisi bir meydanın köşesinde birden sona erdi; kalabalığın sesi daha yüksek, daha gür ve daha neşeli oldu. A. “Siz mi? Gerçekten mi? Peki, ne diyorsunuz o zaman?” “Meraklısınız,” diye karşılık verdim. İşte o anda, yirmi yaşında bir delikanlı olan celladın bir uşağı idam sehpasın üstüne fırlamış, mahkûma ipini çözebilmesi için sırtını dönmesini söylemiş ve hiçbir biçimde karşı koymayan adamın duruşundan yararlanarak, onun sırtına çıkmış ve büyük bir güçlükle, bilmem hangi kasap bıçağıyla adamın boynunun kalan kısmını kesmeye koyulmuş. ” “Neden olmasın?” diye karşılık verdim. (Ç. ” Ve böylece beni yalnız bıraktılar. İdam infazlarının Paris Belediye Başkanlığı binası önündeki Grève Meydanı’nda gerçekleştirilmesine 1830 yılında son verilmiştir. Titredim, sanki altı saattir, altı haftadır, altı aydır başka bir şey düşünüyormuşum gibi. Görmek ister misiniz? Sizi eğlendirecektir Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Çılgınca alkışlar ve neşe çığlıkları tufan gibi yayıldı. Hiç gürültü olmaz, hiçbiri de skandal haline getirilmezdi. Fakat beş sıra zincirin üstüme doğru korkunç bir biçimde yaklaştıklarını gördüğüm ve duvarın dibinde, onların zincirlerinin, çığlıklarının, adımlarının gürültüsünü işittiğim zaman, sanki bu şeytanlar ordusu benim hücreme tırmanıp da üzerime çıkacakmış gibi geliyordu bana; bir çığlık attım ve kırarcasına kapının üzerine atıldım; ancak kaçabileceğim bir yer yoktu. Suç ya da tertip, hepsi için ağır olan yasa, bunu ölümle cezalandırıyormuş.
Ağır demir üçgen zorla yerinden oynamış, yuvalarına çarpa çarpa düşmeye başlamış ve işte başlayan iğrenç gösteri, adamı öldürmeden boynunda yara açıvermiş. Birden, içine düştüğüm bu derin düşün içinde, öfkeyle çığlıklar atan dairenin durduğunu ve sustuğunu gördüm. Hiçbirinin yüzünde, davranışlarında henüz idam kararı almış bir insan havası yoktu ve bu iyi burjuvacıkların yüzlerinden, çok büyük bir uyku isteğinin varlığını duyumsuyordum. Ne yapmış? Bilinmiyor. Bu kişiler, büyük sanatçılardan daha kıskanç, iyi hukukçular gibi birbirlerini çekemezler. Avluda, ıslak taşların üzerinde, çıplak ve sırılsıklam olmuş kürek mahkûmları kalmıştı yalnızca. . 70 Meydan kalabalıktı. La Rochelleli gençler ise yalnızca kendi aralarında konuşurlardı. “Evet,” diye yanıt verdi adam, “sizi bekliyorlar. Günümüz Parisi’nde Belediye Sarayı’nın bulunduğu yer; idamlar Grève adıyla anılan bu meydanda yapılırdı. Onu anladım. . R Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Gerçeği söylemek gerekirse, cellat çok büyük bir korku içindeymiş. ” Avluya ulaşmıştık. ” Sonra bağırdı; az kalsın yere düşürecektim onu. ) Beş haftadan beri bu düşünceyle baş başayım, onunla yaşıyorum; ürkütüyor varlığı beni, ağırlığı altında eziliyorum! Bir zamanlar, böyle diyorum, çünkü bana öyle geliyor ki sanki haftalar değil de yıllar önce, ben de herkes gibi bir insandım. Ne yapmalı ve nasıl yapmalı? Sizin ve benim gibi dört insanı, “dünyanın vatandaşı” dört insanı, bir at arabasının içinde, kalın iplerle korkunç bir biçimde bağlanmış, yalnızca adının verilmemesi gereken bir memur ile sırt sırta oturmuş bir halde, Grève’e14 göndermenin olanaksız olduğunu anlıyor musunuz? Keşke hâlâ maundan yapılmış bir giyotin olsaydı! Hey! Artık yalnızca ölüm cezasını kaldırmak kaldı! Ve konu üzerinde Meclis çalışmaya koyuldu. (Ç.
(Ç. Gülümser gibi oldu. Yıkık bir kuyunun yakınlarında ona ulaştım; kemerinden tuttum onu, kazandığım zaferin verdiği hakla onu çimenlikteki bir bankın üzerine oturttum; karşı çıkmadı. İçlerinden bazıları, cezaevinde büyük ün kazanmış olanlar, alkışlarla selamlandı ve bu kişiler de bu davranışa küstahça bir alçakgönüllülükle karşılık verdi. Bir ara, garip bir merak duygusuyla başımı geriye çevirip nereye doğru ilerlediğimizi görmek istedim. Bu karışık iş, altı ya da yedi hafta sürebilirdi ve Grève Meydanı’na kadar beni sağ tutmak istiyorlardı. ) 41. ) XLIII Kızım tertemiz ve pembe, kocaman gözleri var ve güzel benim kızım! Ona yakışan küçük bir elbise giydirmişler üstüne. Onların arasındaki birkaç kişinin yetişme biçimlerinden dolayı önyargılı olduklarına; başlarındaki fanatik kâfir, 1804 entrikalarının16 destekçisi, yaşından önce devlet hapishanelerinin nemli gölgesinde saçlarına ak düşmüş kişinin17 az gelişmiş beynine;18 bu insanların içinde bulundukları ortak konumun acı zorunluluklarına; Monarşi’nin, 8 Ağustos 182919 tarihinde, bütün süratiyle inişe geçtiği bu dik yokuşun üstünde artık durmasının olanaksızlığına; o güne kadar bizler tarafından çok az değerlendirilmiş Krallık şahsiyetinin etkisine; özellikle de bu insanlardan birinin, başlarına gelen kötü olayların üstüne kırmızı bir manto gibi yaydığı saygınlık örtüsüne inanmıştık. Kaldırımını temizliyor. Gardiyanlar şöyle diyorlardı: “Bu gece birini bekliyoruz. Bu düşüncenin aklıma nasıl geldiğini kim anlamışsa, bunu bana anlatsa iyi olur, çünkü artık içimde korku denen bir şey kalmamıştı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Affedersiniz, bugün gidiyorsunuz galiba öteki tarafa. “Yüz kere ölmeyi tercih ederim bu cezaya!” Evet, ölmek! “Peki,” diye yineledi içimdeki bir ses, bunu söylemekle ne yitirecektim ki? İdamlar genel olarak, gece yarısı, meşalelerin aydınlattığı karanlık ve iç karartıcı bir salonda, yağmurlu ve soğuk bir kış gecesinde açıklanır. Güzel ve lezzetli bir yemek, bir piliç galiba, başka bir şeyler de var yanında. “Hayır, benim babam daha yakışıklıydı. Çılgın bir uğultu, soğuk hava ve beyaz ışık, gölgenin içinde ulaştılar bana. On altı taştan ayaklı hayvanları, kuru kemik dolu mahzenleri, kalasları, kancaları, zincirleri, kemikten şişleri, kargaların sıralandıkları sıva dökülmüş tepesi, küçük direkleri ile Montfaucon’u32 ve kuzeydoğu rüzgârının bütün Temple Mahallesi’ne buram buram yaydığı ceset kokusunu geri getirin. İşte o anda, hücremin yüksek ve dar penceresinden yan koridorun tavanına doğru, Tanrı’nın bana hayal meyal görmeyi bile nasip ettiği sarı bir ışığın yansıdığını gördüm; bir hapishane karanlığına gözleri alışmış herkesin ânında tanıyabileceği bir şeydi bu: güneş. Dirseklerim ağrıyor.
Geçmişin toplumsal yapısı üç sütun üzerine kuruluydu: rahip, kral, cellat. Başımı pencereden uzattım ve kızın söylediği şarkıyı doymazcasına dinledim. Belirli bir taraftan bakıldığında, daha yukarıda anlattığımız korkutucu infazlar, çok güzel işaretlerdir. VII Bütün bu yazdıklarım, bir gün başkalarına yararlı olsa; idam hükmü vermeye hazırlanan yargıçları durdursa; suçlu ya da suçsuz, zavallı insanları benim yaşadığım ölüm acısından kurtarsa. Yaklaşan ölümün işareti. Beni hücremdeki samanların üstüne yatırmışlardı ve orada, hemencecik derin bir uykuya, bir unutuş uykusuna dalmıştım. N. Hapishaneden çıkarken, müdür, bütün içtenliğiyle elimi sıkıp muhafız takımına dört asker daha ekledi. XLVI Benim küçük Marie’m! Oynamaya götürdüler onu; arabanın penceresinden kalabalığa bakıyor ve bayı düşünmüyor artık. En inatçı ceza hukukçuları buna dikkat etsinler; nitekim bir yüzyıldan beri, ölüm cezası etkisini azaltarak ilerlemektedir Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Bu dileğimi yerine getirenin Tanrı mı yoksa herhangi bir şeytan mı olduğunu bilemiyorum; çünkü hemen hemen aynı anda penceremin altında yükselen bir ses duydum; hayır, bu bir kuşun cıvıltısı değildi, daha da güzel bir ses: On beş yaşlarında bir genç kızın tatlı, hafif, kadife gibi yumuşak sesiydi. Hiçbir şey sizi alıkoymuyor. Araba boyunca uzanan ve ucunda, ayakta duran tüfekli bir gardiyanın nöbet tuttuğu ortak bir zincirle ayrılmış olan kürek mahkûmları, sırt sırta vermiş olarak kenarlara oturmuşlardı. Bunun üzerine, iki gözü yavaş yavaş açıldı, hepimize teker teker baktı ve sonra birden eğilerek, buz gibi bir solukla mumu üfledi. Ben ne kâhin ne de boş inançlı bir insanım. Neden memnun olmayayım ki? Yumuşak gülümsemesi, okşayıcı sözleri, çevreyi gözetleyen ve sevgi saçan gözleri, kalın ve iri elleriyle bu iyi yürekli zindancı, ete kemiğe bürünmüş hapishaneydi; insana dönüşmüş Bicêtre’in ta kendisiydi. N. Bakın: Bir gazetenin bu kitaptan yaptığı bir alıntıda okudum; mahkûm, kendisine idam hükmü okunduğunda hiçbir şey demiyor! Ben, bir keresinde bir mahkûm görmüştüm; hükmü duyunca çığlıklar atmaya başlamıştı. Bu geniş, aydınlık pencereler, bu güzel güneş, bu taptaze gökyüzü, şu neşeli çiçek, hepsi de kefen rengine, soluk bir beyaza bürünmüştü. Ben başsavcının yerinde olsaydım!.
Öç almak insana özgüdür, cezalandırmak da Tanrı’ya. ” (Fr. O halde infazlarınızın gizli gizli yapıldığını görmüyor musunuz? O halde saklandığınızı görmüyor musunuz? Yapıtınızdan ne diye korku ve utanç duyuyorsunuz? Neden gülünç bir halde “discite justitiam moniti”nizi33 mırıldanıyorsunuz? Durmadan ve ne yaptığınızı çok iyi bilmeden baş kesen siz, neden çökmüş, şaşkın, endişeli, haklı olduğunuzdan az emin ve genel bir kuşkuya kapılmış bir haldesiniz? Sizden önce gelen yaşlı parlamenterlerin sakin bir bilinçle gerçekleştirdikleri kanlı görevin ahlaki ve toplumsal duygusunu yitirdiğinizi hissetmiyor musunuz yüreklerinizde? Gece olunca, başınızı onlardan daha çok döndürmüyor musunuz yastığın üstünde? Sizden önce başkaları, infazları emrettiler; ancak onlar, kendilerini hakta, doğruda, iyide büyük olarak görüyorlardı. Onun yanında ise üç köşeli bir şapka, altına biraz kabaca çizilmiş küçük bir yüz ve sonra da şu sözcükler: Yaşasın İmparator! 1824. “Ah! Ah! Bayım, siz bir markisiniz! Bir marki!” Sözünü kestim: “Dostum, beni rahat bırakın. Ve bu koşullar içinde, ne bir eğitimi ne bir öğrenimi, ne aklı için ne de yüreği için bir özentisi vardır ve hangi hakla bu sefil yetimi öldürüyorsunuz? Onu bıraktığınız yerde, götürü olarak yalnızlığı yüklüyorsunuz ona! Başına gelen kötü şeylerden, onun suçunu yaratıyorsunuz! Hiç kimse de onu, yaptıklarından haberdar etmiyor. Grève Meydanı ise, Toulon’un kardeşi sayılır. Beni öldürecekler Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Güzel sözler, gözyaşları ve bütün bunların hepsi bir hiç! Bu, abartmalı sözcüklere bir eleştiri ve siz onları söndüreceksiniz. Burma biçiminde döne döne yükselen bir merdiveni tırmandık; önce bir koridordan geçtik, sonra bir ötekisine girdik, ardından bir üçüncüsüne; en sonunda da dar bir kapı açıldı. Bu tatlı boş sözlerin altında, yalnızca sert bir yürek, kalleşlik, barbarlık, gayretlerini kanıtlama isteği, para kazanmak zorunluluğu ile karşılaşacaksınız. Kısa aralıklarla birbirlerini izlemişlerdi; sanki, bu hücre hiç boş kalmamış gibi. Bin kilo ağırlığındaki tokmaklı büyük çanın içinde asılı olduğu taş ve ahşap duvarların arasına girdiğim zaman, salyangoz biçimindeki karanlık merdiveni tırmanmaktan, iki kuleyi birbirine bağlayan dar galeriyi aşmaktan ve ayaklarımızın altında Paris’i görmekten dolayı serseme dönmüştüm. Bu, hapishanenin rahibi değildi. ) 14. Louis’nin karısı Marie-Antoinette’in idam edilmeden önce hapsedildiği yer olarak ün salmıştır. Müdürün ziyaretinin yarattığı o korkunç heyecandan sıyrıldım. Bu korkunç önlem karşısında, boynuma dokunan çeliğin soğukluğunu duyumsayınca, dirseklerim ürperdi ve boğuk bir çığlık çıktı boğazımdan. Ardımda bir ana bırakıyorum, bir eş bırakıyorum, bir çocuk bırakıyorum. Yüksek yargı organlarına karşı, özellikle de Başkan d’Alimont’a karşı kişiler varmış kitapta.
Kâh öfkeli, kâh neşeli ve şikâyetçi olan bir ezgi üzerine bir hapishane şarkısı, bir argo türkü söylüyorlardı; ince ve hafif çığlıkların, acı dolu boğuk kahkahaların bu gizemli sözlere karıştığı duyuluyordu arada sırada, ardından öfke dolu alkışlar ve uyumlu bir yankı ile birbirine çarpan zincirler, onların gürültülerinden daha boğuk olan bu şarkıya bir orkestra gibi katkıda bulunuyordu. (Lat. O yedi harfin birleşimi,69 görünüşü, insanın içinde ürkütücü bir düşüncenin doğması için yetiyor ve artıyor bile. “Ah! Merhamet! Bir dakika daha, affımı beklemek için! Yoksa kendimi savunacağım! Isıracağım!” Yargıç ve cellat dışarı çıktılar. POULAIN, 1818. Bir an önce bütün toplum, bizler gibi, bu sorunu çözecektir Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . At koşulmuş, posta arabasına benzer bir araba birinci avluda bekliyordu; bu, beni buraya getiren arabaydı: Örülmüş gibi duran kalın tellerden bir parmaklıkla enlemesine ikiye bölünmüş körüklü türünde uzun bir arabaydı. Sonra, beni bağışlamazlarsa, kimi bağışlayacaklar bayım? Şu iğrenç cellat! İnfazın belli bir saatte yapılması gerektiğini, bu saatin yaklaştığını, bundan kendisinin sorumlu olduğunu, zaten yağmur yağdığını ve aletin paslanabileceğini söylemek için yargıca yaklaştı. ) 12. Bu korkunun artması, bu kan yasasını yeniden yürürlüğe koyan insanların cezasıdır. O anda gardiyanı izliyordum. Hücremin kapısında, gece gündüz bir nöbetçi askerin durduğunu ve gözlerimi kare biçimindeki gözetleme deliğine her kaldırışımda, onun sürekli açık ve sabit gözleriyle karşılaştığımı söylemeyi unutuyordum az daha. ) 11. Bunlar insanı iyi gizler. . “İşte güzel bir gün,” diye yineledim. Ne yapacaklarsa yapsınlar artık, ben hazırım. Beni Toulon’a götürdüler; bu sefer yanımda yeşil şapkalılar60 vardı. Başı tamamen kesememiş. Ve düzen, cellatla ortadan kalkmayacaktır; buna hiç inanmayın.
. . Bu düzenlemeler yapılınca, devlet adamlarının kafalarındaki korku siliniverdi ve bu korku ile birlikte, insanlık da yitip gitti. Ölüm cezasının bütün o eski sehpası bozuluyor Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Ne! Sahibin zararını karşılıyorsunuz da, aileye tazminat vermiyorsunuz! Peki, burada da bir insanı ona sahip olanların ellerinden almıyor musunuz? Sahibinin karşısındaki bir köleden daha kutsal bir konumda, babasının varlığı, karısının serveti, çocuklarının eşyası değil mi? Biz zaten cinayet yasanıza inandık. . Ham, ölüm ile özgürlük arasında bir yer olarak seçildi. Bazı akıllar onu ciddiye alma iyiliğini gösterdiler. Burada ise, masumlara vuruyorsunuz. Ama yine de, hemen hemen hepsi yolculuğa uygun çıkıyordu ve böylece hepsi, yaşamlarının sözde kusurlarını bir an içinde unutarak, aldırmaksızın kaderlerine boyun eğiyordu. Cezalarını tamamlamamış ya da hapisten kaçmış arkadaşlarla karşılaştım yolda. N. İdam sehpasının üstünde yalnız başına kaldığını gören zavallı adam dikilmiş ve her tarafından kanlar fışkırırken, orada ayakta durarak, korkmuş bir halde, sırtını üstünde sallanan yarı kesilmiş başını tutarak hafif çığlıklarla iplerini çözmelerini yalvarıyormuş. Ben güneşi çok severim. Yaşlı kadına sordum: “Burada ne yapıyorsunuz?” Yanıtlamadı. Sanki kürek mahkûmlarının o korkunç sesleri, daha da yaklaşıyordu. Karşı duvarda şu ad okunuyordu: Papavoine. Sanki ben fark etmeden, kapı, alıp adamı içeri kusmuş ve hemen kapanmıştı. Bilmem hangi karar alındı. Savunma avukatı ayağa kalktı.
Kanın damla damla tükendiği, aklın düşünce düşünce söndüğü aynı çırpınmalar değil mi bunlar? Ve sonra, acı çekilmiyormuş, buna inanıyorlar mı gerçekten? Kesik bir başın, sepetin kenarından kanlı kanlı dikilip halka “Hiç de acımıyormuş!” diye bağırdığını söylesinler bari! Onlara teşekkür etmeye gelen ve “Çok iyi bir icat. Felaketlerin üstünü örtmek Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Duyuyor musunuz? Bir talihsizin suçundan, onun cezasından, çektiği işkencelerden, can çekişmesinden ekmek kazanıyorlar, bir kuruşa kâğıt satıyorlar. Sol tarafta, ırmağın ötesinde, yalnızca Notre Dame Kilisesi’nin, öteki kuleyi saklayan kulesini gördüm. Ortada ise, fener asmaya yarayan eğri bir demir direk vardı. O anda avukatım geldi. Bu, zihnin son bir meydan okumasıydı. KARAR. İnsanların talihsizliklerine karşı duyulan sempatiyi komedi ve trajedi unsurlarını birleştirerek anlatır. “Öldü!” dedim. Bakın! Güneş, ilkbahar, çiçek dolu tarlalar, sabahleyin uyanıp şakıyan kuşlar, bulutlar, ağaçlar, doğa, özgürlük, yaşam, ne yazık ki hiçbiri benim değil artık! Ah! Kurtarılması gereken benim! Yarın, belki de bugün ölmem gerektiği doğru mu, bunun başka bir yolu yok mu? Ah Tanrım! İnsanın hücresinin duvarlarına vura vura başını parçalatabilecek kadar korkunç bir düşünce!. Acaba Bir İdam Mahkûmunun Son Günü hakkında kendisi ne düşünüyor? İnan olsun, bayım, bu kitabı okumadım ben ve okumayı da düşünmüyorum. De Chalais,24 kendisine bir kılıç darbesi yerine, otuz dört fıçıcı keseri darbesi25 vuran beceriksiz bir asker tarafından Bouffay de Nantes önünde öldürüldüğünde, bu olay Paris Parlamentosu’nda en azından yasaya aykırı olarak görülmüştü; soruşturma ve dava başlamıştı, Sonuçta Richelieu cezalandırılmamış, Christophe Fouquet cezalandırılmamışsa da kabak askerin başına patlamıştır. ” Ne kadar tiksindirici olursa olsun, her şeyden uzaklaşmış, yalnız bir insan için bir gösteriden daha güzel bir şans olabilir miydi ki? Öneriyi kabul ettim. Onu aldım, kollarımla kaldırdım, dizlerimin üstüne oturttum, saçlarını öptüm. Sanki kendisine söylediklerim yalnızca buymuş gibi, korkunç bir biçimde gülerek karşılık verdi bana. Temmuz 1830 Devrimi. Hatta bir tanesi, coşku taşkınlıklarına neden oldu: Bu, genç kız yüzlü, on yedi yaşlarında bir delikanlıydı. Buraya kadar merdivenin bütün basamaklarını tırmanmıştım, ama bir tane daha vardı. Bu düşünce aklına geldiğinde, artık çok geçti.
Bunu görünce, adamcağız rahatlayıvermiş; başını delikten dışarı çıkarmış ve her yöne bakmış; La Fontaine’in bilmem hangi faresi gibi, bir adım atmış, sonra da ikincisini, en sonunda tamamen dışarı çıkma tehlikesini göze almış, altına saklandığı makinenin üstüne fırlamış, onu onarmış, düzeltmiş, temizlemiş, okşamış, parlatmış ve çalışmamaktan ötürü bozulmuş, yaşlı ve paslı makineyi yağlamaya koyulmuş; sonra birdenbire dönmüş, karşısına çıkan ilk hapishanede yaşamına güvenle bakan o bahtsız insanlardan bir tanesini saçlarından yakalamış, kendisine çekmiş, soymuş, bağlamış, halkayı geçirmiş ve böylelikle yeniden başlamış infazlar. N. Hava gerçekten güzeldi. Bu dar sokakların döşeme taşları yüzünden, arabanın gürültüsü öylesine artmıştı ki dışarıdan gelen sesleri artık duyamaz olmuştum. ” Ve daha bunun gibi bir yığın saçma sapan sözler. Bu sefer gardiyanın demir nalçalı ayakkabılarının gürültüsü, anahtarlarının tıkırtısı ve sürgülerinin boğuk gıcırtısı beni uyandırmaya yetmemişti; sert sesiyle kulağıma eğilip de sert eliyle koluma vurduğunda, ancak uykumun uyuşukluğundan ayılabilmiştim. Arkadaşlarım da şöyle dediler: “Hiç kuşkusuz, bu kadın buraya kötü niyetle girenlerin suç ortağı; onlar kaçtılar bizim geldiğimizi duyunca. Dördüncü günün sabahı, başsavcı yardımcısı gelir, boynunda bir kravat; ve şöyle der: “Bu iş artık bitmeli. (Ç. Fakat kızım, çocuğum, gülen, oynayan, şu anda şarkı söyleyen ve hiçbir şey düşünmeyen benim zavallı küçük Marie’m; bana asıl acı veren o! İşte benim hücrem: Alanı sekiz ayak46 kare. Büyük bir gürültü beni uyandırdı; daha sabahın erken vakitleriydi. “Ah! Bunu buradan çıkmak için istemiyorsunuz, değil mi?” Her şeyin bittiğini anladım. Şaşkın şaşkın bakıyordu bana; okşadım onu, sarıldım, öpücüklere boğdum ve bütün bunları yapmama izin veriyordu, ama arada sırada, köşede ağlayan bakıcısına kaygıyla bakıyordu. Salondakilerin arasında yalnızca jüri üyelerinin yüzleri solgun ve bitkindi; kuşkusuz bu, bütün gece uyanık olmanın verdiği bir yorgunluktan ileri geliyordu. . ) 5. Ölüm insanı ne kadar da hırçın yapıyor. Hayır, ırmak bana engel olurdu Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Taşlı Fontainebleau yolunda ilerleyen tekerleklerin ve atların toynaklarının ağır gürültüsü, kırbaçların şaklaması, zincirlerin şıkırdaması ve kürek mahkûmlarının kötü yolculuk yapmalarını dileyen halkın çığlıkları havada dağılıyor ve gitgide uzaklaşıyordu. Bütün bunlar, küçük avluya bakan eski hapishanenin pencerelerine doğru uzaklaştırılmış ve kendileri için yapılan bu hazırlıkları seyreden forsaların gürültülü gülüşmelerinin bastırdığı mahkûmların alaylı alkışları arasında olup bitiyordu.
Devrim zamanında ilk düşen başa dikkat edin. Bir tek orakçı63 önünden geçmediğim kalmıştı. . İşte böyle, diyordum kendi kendime ve bedenimde ateş dolu bir ürperti dolaşıyordu; işte bu insanlardı benden önce bu hücrede kalanlar. 1830 Devrimi ile birlikte tahtından ayrılmıştır. Pencerelerinde ne cam ne de buna benzer bir şey kalmış; ancak bir kürek mahkûmunun ya da bir delinin solgun yüzünün yapıştığı çaprazlamasına kesişen kalın demir parmaklıklar var ortada. Cellat. Ancak düşleri kısa sürdü. Bazen de nükteci bir tavırla: söğütten bir kumaş parçası (bir eskici küfesi), yalancı kadın (dil) ve sonra her yerde, her zaman kullanılan, nereden geldiği bilinmeyen garip, çirkin ve iğrenç sözcükler: kasap (cellat), cavlağı çekmek (ölmek), mezbaha (infazın yapıldığı alan). ” Ve sandalyeme çöktüm, içim kararmış, yapayalnız, umutsuz. Tanrım, başım daha yere düşmeden, bütün saçlarım bembeyaz olacak! 69. Tekerleklerin gürültüsü, atların nal sesleri, arabacının kırbacı hâlâ kulaklarımda yankılanıyordu. ) 17. “Cesaret!” diye mırıldandı. Son isteklerimi yazmam için beni tek başıma bırakmalarını rica ettim. Ve burada, paryanın davası halkın davasıdır Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Uyarılarda bulundular: Yemek yerken ne bıçak ne de çatal kullanacaktım; file gibi bir kumaştan, bir çeşit kollu torbaya benzeyen “deli gömleği”yle kollarımı bağladılar; yaşamımı güvence altına almaya çalışıyorlardı. Ya da ölümden sonra uyanınca, belki de, karanlığın içinde, düz ve nemli bir zemin üzerinde sürünürken ve dönen bir baş gibi çevremde dönerken bulacağım kendimi. İnsan kanı satıcıları avazları çıktığı kadar bağırıyorlardı: “Yer isteyen var mı?” Bu halka karşı bir öfke sarmıştı içimi. Kulaklarımın içinde bir org sesi duyuyorum sanki; uğuldayan son düşüncelerim bunlar.
İstersen göstereyim. “Ne biçim araba bu! Berbat bir araba!” Berbat! Gerçekten. Ondan kaçamayacağımı, kurtulmayacağımı, bağışlanmayacağımı kim biliyor? Beni bağışlamamaları olanaksız! Ah! Sefiller! Merdiveni çıkıyorlar galiba. Onu izlerdim, o da koşardı. Gönlü acıma duygusuyla dolmuş halk, jandarmaları zorlamak ve beş kez infaza katlanmış zavallının yardımına koşmak üzereymiş. Zaten bu kaygıların yol açtığı acıları azaltmanın yolu onları incelemek olacaktır ve onları dile getirmek beni oyalayacaktır. 53. Sonunda hüzünlü rıhtıma vardık. (Ç. Bütün gövdemden soğuk bir ter boşalmaya başladı; düşmemek için duvara yaslandım. Pencerenin önünde, hareketsiz, donup kalmıştım adeta. Kulağına bağırdılar; sağırmış gibi sessiz kaldı. Yine yanıp tutuşan kalpler, yanlarında hapishanelerin havasını duyumsatan yazılar: Mathieu Danvin’i seviyorum, tapıyorum. Paris sisinin içinde, mavi ve yarı yarıya silik görünen Notre Dame’ın kulelerini bu pencere çerçeveliyordu Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . En azından her mahkûm bir iz bırakmak istemiş olmalıydı buralara. Gardiyanlar, zindancılar, anahtarcılar, yine de kızmıyorum onlara, sohbet ediyorlar, gülüyorlar ve benim önümde, sanki bir eşyadan söz edermiş gibi, benden konuşuyorlardı. Bunun ne fazlası ne de azı ona yakışır. . Görüyorsun, iyi bir çocuğum. Bu satışla yaşayan insanlar da var gibi görünüyor.
(Ç. Bakanların davası sonuçlandı. Evet. Merdivenin önünde siyah renkli, pis ve parmaklıklı bir araba bekliyordu. Uygarlığımızın yalnız havası, belirli bir süre içinde, ölüm cezasını yıpratmalıdır. . Karşımdaki pencere ardına kadar açıktı. Y. “İnfaz, bugün Grève Meydanı’nda gerçekleştirilecektir,” diye bitirdi sözlerini ve resmî yazıdan gözlerini kaldırmadan, şöyle sürdürdü: “Saat yedi buçukta Conciergerie’ye gideceğiz. Artık yalnızca zincirlerin gürültüsü, arada sırada yükselen çığlıklar ve direnenlerin bedenlerine inen gardiyan sopalarının boğuk sesi duyuluyordu. Çıplak olsalardı daha iyi olurdu. Saklanıyorsunuz, derim ben size! Ölüm cezasının bütün gerekçeleri, hepsi de geçersiz Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Sözünü kestim: “Marie, senin baban benim. Ben ise, bu gürültünün içinde suskun; bu canlılığın içinde cansız, şaşkın ve dikkat kesilmiş durumda çevremi dinliyordum. Müstehcen bir şarkının nakarat bölümü. Gelecekteki toplumun tavanı, bu korkunç anahtara sahip olmadığı için, çökmeyecektir. “İşte orada! İşte orada!” diye bağırdı halk. Bu arada yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. ) 43. Ve o nesneyi icat eden kötülükler doktorunun ne kötü yazgılı bir adı varmış! Bu korkunç sözcük söylendiği zaman, gözümün önünde, belirsiz, anlamsız ve bir o kadar korkunç bir imge beliriyor.
” “Ah!” dedi. Daha fazla bakamadan başımı çevirmiştim. Aslında başka bir şey de yapamazlardı ki. Bana şöyle bir baktı, sonra bir mezura çıkardı ve bazen tamam, bazen olmadı diyerek duvardaki taşları aşağıdan yukarıya doğru ölçmeye başladı. Her şey bitti artık, tamamen bitti. ” Beni selamladı: “Yarım saat sonra gelip sizi almak şerefine erişeceğim. Kalktım, yürüdüm. (Fr. Üçüncü darbe, mahkûmun sırtında üçüncü bir kan ırmağının fışkırmasına neden oluyor, ama yine de başı yeniden kopartamıyormuş. N Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . Ne sormuştum ki ben? Biraz önce söylediklerimi bana aktarabilir misiniz, rahip efendi? Ah! Bugün, Paris’in en önemli haberini biliyor musunuz?” Titremeye başladım, sanki benden söz ediyordu. Mendilini düşürüyor, ben de onu yerden alıyorum. Kaldıracı gölgeler. Guillaume-Chrétien de Lamoignon de Malesherbes (1721-1794), Fransız siyaset adamı. Bu arada Paris’ten gelmiş, temiz giysileri ve korkmuş görünüşleriyle dikkati çeken birkaç meraklının da aralarında bulunduğu kürek mahkûmlarının gardiyanları, sakin sakin işlerine koyuldu. Ama neden? Neye yarar ki bu? Bir şeyler değiştirir mi? Benim başım kesildikten sonra, başkalarınınkini de kesmişler, bana ne? Gerçekten bu saçmalıkları düşündün mü? Üzerine bir kez çıktıktan sonra, idam sehpasını yıkmak mümkün mü! Bunun bana bir yararı olacak mı, bunu sorarım ben size. Müthiş baş ağrıtıcı bir kitap! 40. Palto çalmak. Kendi adıyla anılan aleti yapmış ve bu alet, eski infaz yöntemi olan işkencenin yerini almıştır. Bu zincirler, yere uzatılınca, büyük bir balık kılçığına benziyordu.
Bu adam da benim kim olduğumu merak etmişti. Kızmayın; alın lütfen ve bana kin beslemeyin. Şunu burada belirtelim, Paris’ten çıkmak uygarlıktan çıkmak demektir. Araba birdenbire durdu. Başkan beye anlatırım; onu eğlendirir bu. “İyiymiş!” dedi jandarmaların yanında duran kadın. ) XXIX Tanrım! Affetseler beni! Belki de beni affederler. Üç yüzyıldır bütün darağaçlarına kendini satan Grève’i kötü kokular sardı Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile . ) XLI Peki, haydi! Ölüme karşı cesaretlenelim, bu korkunç düşünceyi ellerimizin arasına alalım ve ona dikkatle bakalım. Martin, evinin önüne gelip, korkutmak için babasının pencereden göründüğü yöne doğru ateş etmiş. ” “Bugün, Paris’in ilgili olduğu başka bir haberden söz ediyorum ben. . Forsalar hep birlikte ayağa kalktı. . Alçak sesle konuşuluyordu çevremde. XXXVII Uğursuz bir yapı şu Belediye Sarayı. N. Beyaz saçlı, kahverengi redingotlu yaşlı bir adam içeri girdi. Ertesi gün, herhangi bir saatte, teselli edilecek birisi olduğunda ona önceden haber veriyorlar. .
Bir yıldırım gibi yine gözümün önünde canlandı karanlık mahkeme salonu: kan rengi paçavralara bürünmüş yargıçların nal biçimli kürsüleri, üç sıra halinde oturmuş aptal yüzlü tanıklar, sandalyemin her iki ucunda duran jandarmalar ve hareket eden kara giysiler ve gölgenin içinde kalabalığın sallanan başları ve ben uyurken beklemiş olan bu on iki jüri üyesinin üzerimde dikilmiş sabit bakışları! Ayağa kalktım; dişlerim takırdıyordu. Sözlerini sürdürdü: “Herhalde bu sarsıntı yüzünden birbirimizi duyamıyoruz. Düğün gecesi bir gelinle eğlenir gibi, benimle tatlı tatlı alay ettiğini duyumsuyordum. Samur kürkü şapkası vardı başında, sigara içiyordu. “Charenton’dan mı geliyorsunuz? Mutluluğu aramak için garip bir yer seçmişsiniz. Konvansiyon önünde kralı savundu; XVI Amasya Bayan Escort Etkileyici Ünzile .